6 Ağustos 2011 Cumartesi

2.Çanakkale Bienali Güncesi İçin Röportaj, Çanakkale 2010

Editör Funda Oruç İle Sanatçı Şinasi Güneş Arasında Yapılan Röportajın Dökümüdür.

Çanakkale’de daha önce birçok etkinlikte yer almış bir sanatçı olarak Çanakkale’nin kültür-sanat ortamını ve Türkiye’deki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanatın dolaşım ağı ve tüketilebilirliği bağlamında düşünüldüğünde merkez olarak İstanbul şehrinin kendisi dışındakileri dışladığı(Anadolu’yu- periferiyi) bir dönemde birçok farklı şehirde bienaller yapılmaya başlandı. İşte İstanbul’a bağlı kalmadan gerçekleşen Çanakkale Bienali’de bir anlamda kendi başına varolmanın-yetebilmenin bir örneğini beraberinde getiriyor.

Anadolu’da gerçekleştirilen diğer bienallere nazaran Sinop Bienali ile birlikte Çanakkale bienali öne çıkıyor. Türkiye’de Kültür sanatın dolaşımını düşünürsek 100 bin nüfusu olan bir şehirde oluşan tablo gayet olumlu görünüyor. Bu bağlamda ilk akla gelen Çanakkale insanının bilinçlenmesinde önemli katkısı olan geleneksel Troia Festivali. Halen sürerliliği devam ediyor.
İlk ciddi kırılma 2007 yılında “Sınır Çizgisi” sergisi ile oldu. Troia Festivali Çanakkale Belediyesi'nin gerçekleştirdiği "44. Uluslararası Troia Festivali" kapsamındaki etkinliklerden biri olan Sınır Çizgisi sergisi, küratör Denizhan Özer ve Seyhan Boztepe tarafından 85 Türk ve yabancı sanatçının katılımıyla gerçekleşti. Aynı ekipçe 2008 yılında "44. Uluslararası Troia Festivali" kapsamında; I. Çanakkale Bienali/ Şeffaf Yanılsamalar, ardından da II. Çanakkale Bienali “Kurgusal Gerçekler, Dönüşümler”geldi. 2010 İstanbul Kültür Başkenti projelerine paralel bir projeler dizisi olan Çanakkale 2010 Etkinlikleri kapsamında “12 ay&12 tema” başlığıyla çeşitli etkinlikler düzenlenirken, eş zamanlı olarak da sanat projeleri hayata geçirilmiştir. Bu süreç hale işlemektedir. Dolayısıyla Şehrin kültür sanat bağlamında ciddi bir altyapısı oluştu. Türkiye’de üç büyük şehri çıkardığımızda Çanakkale’yi bu sene kültür-sanat ortamının en yoğun yaşandığı şehir olarak rahatlıkla belirleyebiliriz. Çanakkale halkının çağdaş yapısının olması ve şehrin konumunun uygunluğu batı ile entegrasyonun sağlanmasında büyük bir avantaj olarak görünüyor.

Çanakkale Bienali’nin yerel-ulusal-uluslararası boyutlardaki sanatsal rolü ve yeterliliği hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
I. Çanakkale Bienali tanıtım açısından yetersizdi. Buna nazaran II. Bienalin küratörleri ve organizasyon ekibi daha hazırlıklı görünüyor. Çanakkale ve İstanbul’da bienalin basın açıklaması yapıldı. Bienali içeren bir gazetenin hazırlanması, geçmişe yönelik yapılan tüm sergilerin bir kitap içerisinde toplanıyor olması, yerel basında çıkan haberler, çıkan ve çıkacak olan yazılar bunların göstergeleri.

Fakat tanıtım esnasında on-line ortamın yeterince kullanılamaması ileti trafiğinin zayıflığı, sadece bienali tanıtan bir sitenin olmaması, ekonomik olan tanıtım ağının yeterince kullanılamadığını gösteriyor. Bienalde basılı yayının zayıflığı ve tanıtım amaçlı kullanılması gereken bir bienal stantının olmaması da bir handikaptı. Uluslararası ortamdaki on-line ve basılı yayın ağından da istifade edilmemesi ne kadar yurtdışından sanatçı katılımı olsa da bienalin yerel ölçekte bir tanıtım ile sınırlı kaldığını bize tanıtlıyor.

Çanakkale Bienali’ne sanatçı olarak katılma kararı vermenizin nedenleri nelerdir?
Çanakkale şehri ile eskiden buyana bir irtibatım ve bağım var idi. Bu ilişki neticesinde şehre karşı büyük bir sevgim oluştu. Bir başka neden de, midesine düşkün biri olarak peynir tatlısını tekrar tadabilme ihtiyacından kaynaklı.

Sanatın dolaşım ağının Anadolu’ya yayılımı için önemlilik arz ettiğinden dolayı bienale iştirak etmeye karar verdim. Bunun yanı sıra Çanakkale’de daha önce birkaç film çekmiş olup burada gerçekleşen birçok sergiye katılmıştım. Çanakkale de en son “Uluslararası Ziyaretçiler Video Art Etkinliği”ni gerçekleştirmiştim. Bütün bunların etkileşimi ile kurulan yakınlık da tercih yapmamda etkili oldu.

Sizce Çanakkale şehrinde kültür sanatın gelişimi göz önüne alındığında gelecekte neler yapılmalı? Öncelikler içinde arşivi olan bir güncel sanat merkezi kurulmalı. Dışarıdan gelen her yabancının bu alandaki eksikliklerini gidermeli donanıma sahip olmalı.
Güncel sanat müzesi açılmalı ve bunan paralel olarak güncel sanat galerileri oluşturulmalıdır.

Kamusal alanın düzenlenmesine yönelik olarak mimari-peyzaj düzenlemelerinin yanı sıra tüm kıyı şeridi ve parklar heykeller ile donatılmalı.

2010 etkinlikleri kapsamında çıkartılan yayınların daha sonraki süreçte de tekabuliyeti sağlanmalı ve sanat yayınlarının belli aralıklarla çıkartılabileceği yayın ağı ve buna bağlı olarak bir yayınevinin oluşturulması gerekiyor.

Özel galerilerin açılması ve desteklenmesi şart.
Kısacası gelişime çok açık olan Çanakkale şehrinin cazibe merkezi haline getirilmesi gerekiyor.

Hiç yorum yok: