18 Temmuz 2008 Cuma

Albatros Grubu Üzerine...


Şinasi Güneş

1997 Kasım’ında kurulan grup Ferruh Alşır, Figen Batı, Şinasi güneş, Faruk Manici, Hülya Özdemir, Ferhat Satıcı, Serap Yeşil’den oluşmaktadır.
Albatros il sergisini Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde 2-16 Aralık tarihleri arasında açacak.

Grup’daki sanatçılardan Ferruh Alışır M.S.Ü.G.S.E. İç-Mimari Y.Lisans mezunudur. Resimlerinde yüzey içinde hacimsel mimari izdüşümler, duygusal derinlikler; kırsal olanın duygu yüklü naifliği ile yani kentli yerleşimlerin altyapısındaki lağım çukurları, bunların içine girmiş, su ve romantik etkilerini yeni bir dille aktaran psikolojik birmekan atmosferi vardır. Tuvalinde salt düşün dili merdivendir, bu metayı da duygusal anlamda düşlere indirgemektedir. Merdiven sanatçının “ben”i yüceltmesinin en kompleks birimidir. Çıkışın değil, inişim sürekli korku dolu bekleyişi, çarpmasıdır.

M.Ü.G.S.E. Y.L. Resim mezunu Figen Batı’nın resimlerinde ise çıkış noktası kendisine dair olan her şeydir. Sevinçler, üzüntüler, heyecanlar, sevgiler... Bazende uçsuz bucaksız derinlikler. Sanatçı resimlerindeki derinlikleri şöyle açıklıyor: “Renklerle üsüste tıpkı hergün birgün daha üst üste konarak biriken hayatım gibi.”


Şinasi Güneş M.Ü.G.S.E. Y.L. Heykel Bölümü mezunu. Başlangıçta beyaz bir zemin üzerine ana renklerle nesnesel yapıdaki kemiklerin gölgelerini resmettim. Gerçeğin izdüşümünü yansıtarak yaşayan bir resimsel dizge oluşturdum. Bu aynı zamanda ironik bir dili de beraberinde getirdi. Bu serüvenin kökenine indiğimizde; işlevselliği yitirmiş kemikleri üç ana rengi kullanarak dönüştürüyorum. Geçmişimden kopartılan, sanat nesnesi haline dönüşen ( müdahale edilen ) kemiklerle düzenlemeler oluşturuyor ve de bu düzenlemelerin de resmini yapıyor, düzenleme ile resmi birlikte sunuyorum. Böylelikle nesne-resim-resim nesnesi ile ortaya çıkan şey düzenlemenin resme,resmin düzenlemeye dönüşümünün gelgitidir. En yalın haliyle kemikleri kullanarak, ölümfenomeni ile ilgili derin bir sorgulamyı da dışsallaştırmaktayım. Ölümü her dakika, her saniye hissederek ölümün üzerine gidiyor, kemikleri canlı renklerle boyayarak onları trajik ve de ürkütücü yanlarından kopartıp sevimli hale getiriyor.

M.Ü.G.S.E. Y.L. Resim Ana Sanat Dalı’ndan mezun olan Faruk Manici’nin eserleri; heykel, seramik, resim gibi farklı materyallerle çalışmaktadır.Hayatın çarpıklıkları, çelişkileri, sorunları, karikatüre yöneltip çalışmalarına mizah öğesi olarak giriyor.İnsan ile karikatürün ilişkisini kullanarak Türkiye’de ilk kez “Canlı Karikatür” performansları gerçekleştirmiştir.

M.Ü.G.S.E. Resim Bölümü son sınıf öğrencisi olan Hülya Özdemir’in resimlerinde kullandığı omur kemiği yaşamsal olanın ölüme olan yenilgisini ve fraktal geometriye yakınlığı ile de termodinamiğin ikinci yasası olan entropiyi imler. Sanatçı son dönemde farklı temalar ve materyallerle çalışmalarını sürdürmektedir.

M.Ü.G.S.E. Y.L. Heykel Bölümü mezunu olan Ferhat Satıcı, sanat görüşünü şöyle açıklıyor.
“Benim için sanat bir terapidir”
‘Pathos’umuzun oluşturduğumuz dil yani ‘Logos’ile tedavi edilmesidir. Burada Pathos:hastalık, Logos isemantıklı düşünce, söz’dür.

Sanatçının dili heykel, video, enstalasyon, fotoğraf ve resimsel çalışmalardan oluşmuştur. Hasan Kavruk ve Avni Memedoğlu atölyelerinde resim çalışmaları yapmış olan sanatçı Serap Yeşil, İsviçre, Almanya, İtalya ve İngiltere’de sanat etkinliklerini inceleyerek araştırmalarda bulunmuştur. Resimlerinin yanısıra, heykel çalışmaları da olan sanatçı insanı ve doğayı konu almıştır.

Aralık 1998


Not: Bu yazı Sanat Çevresi Dergisi’inin 242. sayısının 121ve 122 sayfasında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: