18 Temmuz 2008 Cuma

Ergin İnan’ın Resimleri Üzerine




Şinasi Güneş

“İnan”ın resimlerindeki mihenk taşı olan böcek, kendiliğindeliğiyle var olan bir nesne olarak tasavvur edildiğinde mikrokozmik bir dünyanın işaretini taşıyor. Felsefik olarak da bu oluşan plank uzayı teozofik bir görüntülemeyle alt yapıda çekirdek rolü oynuyor. Bilimsel yöntem ile dinsel argümanların bütünleşmesi ile oluşan modernist resimlerdir gördüğümüz.

“Leonardo”nun desen anlayışına yakınlık oluşturan kaligrafik arapça yazıların üstüne enjekte edildiğini vede “Paul Wunderlich”in renklendirmelerine yakın dekoratif ağırlıklı çözümlemeler ile nihai sonuca gidildiğini gözlemlemekteyiz.

Alt fonda kaligrafik yazıların estetize yönü çok güçlüdür. Nötr olan bu yazılar üzerine eklemelenen nesneler ne kadar renkli olursa olsun, nötr olan fonun toparlayıcı etkisi sayesinde oluşmakta ve denge unsusru sağalanmaktadır.

Transparan geçişler ıslak, yağlı etkiler ile apriorik oluşsal düşünülere varmak hedeflenmiştir. Yaşayan vede yaşayacak olan biçimlendirmelerdir bunlar...

Nesneleri tekrar ederek üst üste bindirerek gerçekçilikten sürrealist fantastik resmin derinliklerine kayış söz konusudur. Algılama mantıklarının ve olasılaştırmanın arttığını görmekteyiz.

Nesneler tek başınalıkları ile sembolik bir anlam taşımaktadırlar. Bunun felsefik analamı ise teozofik bir tasavvurda gizlidir.

“İnan”ın bazı çalışmalarında kullanılan kaligrafik yazılar tek başınalıkları ile göstergesel bir ifade taşımaktadırlar. Sanatın işleyişi konusunda dil soronunu da gündeme getirmektedir. Fakat dekoratif ağırlıklı nesneler bunun üzerine inşa edildiğinde yazısal göstergeler araç rolünü üstlenmeketedir.

Mekan kullanımında yüzeyin büyük bölümünde tek bir nesne-figür kullanmakta etrafı ise mikrokozmik parçalar ile kotarılmaktadır. Yalın görünen bu figürler renklerin kullanımı ile o yalın görünümlerinden sıyrılmaktadır. O yalın nesne mikro ve makro kozmik uzay arasında kalan insandır. Bu tek başına kullanılan nesneler özne konumundadır.

Varoluşsal anlamda böcek ile insan arasında bir bağlantıda kurulabilir.

İslam felsefesi ile batı felsefesinin bireşimi bir hava görülmektedir. Fakat dekoratif ağırlığı yüünden bu resimlerin islami motiflerin biçimsel yönünü yapay bir şekilde simgeledikleri görülmektedir. Doğu felsefesinin yalınlığı dekoratif ağırlk yüzünden yok olmaktadır. Sonuçta batı etkisinde bir resim tarzı ortaya çıkmaktadır. Ve de batının yıllardır Oryantalist resim tarzına düşkünlüğüne katkı sağalayabilecek sadece doğunun imajının yansıtıldığı resimlerdir bunlar...Batının görmek istediği doğuya ait olan egzotik resimlerdir. Maalesef bu çalışmalarda bu yanlış kanıksamayaı egale etmeye devam etmektedir. Bu tür nedenlerden dolayı “İnan”ın resimleri satışa elverişli popülüst mantıkta işlevlerini yerine getirirler.

23 Ocak 1997 Beyoğlu

Hiç yorum yok: